Eneski Sosyalistler 93 yıldır mücadele bayrağını dalgalandırıyor!


 Eneski Sosyalistler 93 yıldır mücadele bayrağını dalgalandırıyor!

Türkiye Devrimi’nin önderi Usta’mız Hikmet KıvılcımlıDevrim Zorlaması ve Demokratik Zortlama” isimli anıt eserinde, Türkiye’de var olan sosyalist kuşakları Eneski Sosyalistler, Eski Sosyalistler, Yeni Sosyalistler ve Enyeni Sosyalistler olarak sınıflandırır. Usta’mız bu sosyalist kuşakları orijinleri bakımından şu şekilde ele alır:

“Eneski Sosyalistler: Savaşa 1920-1925 yılları arasında katılanlardır.

“Eski Sosyalistler: Savaşa 1925’ten sonra, İkinci Emperyalist Evren Savaşına dek katılanlardır.

“Yeni ve Enyeni Sosyalistlerin, dünya açısından ortak yanları, hepsinin de II. Emperyalist Evren Savaşı sırasında yahut sonra, Sosyalizm Savaşına katılmış olmalarıdır. Fakat Türkiye açısından aralarında çok kesin bir uçurum açılır: 27 Mayıs… Yeni Sosyalistler 27 Mayıs öncelerinde, II. Emperyalist Savaşı biterken dövüşe, (tabiî herkes kendi çapında) katılmışlardır. Enyeni Sosyalistler, 27 Mayıs sonralarında, (gene tabiî herkes kendi çapında), Savaşa katılmışlardır.”

Usta’mızın da belirttiği gibi bilimcil anlamda sosyalist mücadelenin tohumlarını bu ülke topraklarına Eneski Sosyalistler atmış ve o tohumların bilimcil sosyalist kadrolar eliyle serpilip gelişmesi için ise 10 Eylül 1920 tarihinde Gerçek TKP’yi kurmuşlardır. Yani bugünlerde 93’üncü yıldönümünü kutladığımız Gerçek TKP’nin Tarihi Cumhuriyetten de önceye dayanır.

Merkez Komitesinde Hikmet Kıvılcımlı’ların, Mustafa Suphi’lerin, Şefik Hüsnü’lerin bulunduğu Gerçek TKP’nin kadroları sayısız tutuklamalara, işkencelere ve katliamlara maruz kalmıştır. Bunlardan en bilineni Mustafa Suphi ve Onbeşler’in Anadolu Burjuvazisi tarafından Karadeniz’de alçakça katledilmesidir.

Mustafa Suphi ve Onbeşler’in katlinden sonra da Gerçek TKP’nin devrimci mücadelesi olanca hızıyla sürmüştür. Ömrünün 22,5 yılını Türkiye’nin yarı derebeyi zindanlarında geçiren Kıvılcımlı Usta, Finans-Kapital tarafından pratik mücadeleden alıkonduğu, işkenceli kovuşturmalara uğratıldığı, yıllar boyu hapislerde en zor koşullarda yaşamaya mahkûm edildiği dönemlerde Gerçek TKP’nin teorik önderliğini üstlenmiştir. En zor koşullarda kaleme aldığı orijinal çalışmalarla Türkiye’nin bütün meselelerine ışık tutmuş ve “Yol Serisi” olarak adlandırılan bu çalışmalarını Gerçek TKP’nin ve Türkiye Halklarının hizmetine sunmuştur.

Gerçek TKP, 1920’den 1951’e kadar, sürekli takibat ve sık sık tevkifat geçirmesine rağmen mücadelesini kesintisiz sürdürmüştür. Fakat 1951 Tevkifatı’yla kadrolarının büyük kısmı tutuklanmış, dışarıda kalanlar ise dağılışa uğramıştır. Hikmet Kıvılcımlı, 1950 Affı’yla cezaevinden henüz yeni çıktığı için bu tevkifatın dışında kalmıştır. Kadroları toparlamak, mücadeleye devam etmek için Hikmet Kıvılcımlı derhal kolları sıvamış ve 1954 yılında Gerçek TKP’nin Minima Programlı legal çıkışı olan Vatan Partisi’ni kurmuştur. Bu, Gerçek TKP’nin legal plandaki son partisidir.

Ne var ki Vatan Partisi de halk düşmanı DP’nin halk düşmanı Menderes Hükümeti tarafından 1957 yılında, ABD Dışişleri Bakanı Dulles’ın Türkiye’yi ziyarete gelmesinin arifesinde, ona şirin görünmek, yaranmak için yapılan bir tevkifatla kapatılmış, başta Hikmet Kıvılcımlı olmak üzere yöneticileri, gün yüzü gösterilmeksizin yıllarca tutuldukları zindana atılmışlardır. 27 Mayıs Politik Devrimi’nden sonra “Sosyalizmin serbest bırakılması” nedeniyle Türkiye Sosyalist Hareketi hızla gelişmiş ve Gerçek TKP’yle bağı olmayan hareketler oluşmuş, devrimci ortama örgüt çokluğu yani örgüt yokluğu hâkim olmuştur. Bu puslu havada (Gerçek TKP’ye çözülerek ihanet eden ve ilk fırsatta mücadele alanını terk ederek ülke dışına kaçan) kimi ikinci kategori insanlar, ülke dışında (Doğu Berlin’de) Sahte TKP’yi kurmuşlardır. Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin bürokratlaşıp beyin kireçlenmesine uğrayan ve insanlığın en büyük dayanağı ve koruyucusu olan Sovyetler Birliği’ni adım adım yıkılışa sürükleyen liderleri bu döküntüleri adam sanmış (ya da daha doğru bir söyleyişle aynı kumaştan oldukları için) desteklemişlerdir. Günümüzde ise böylesine ulu bir mirasın ismini çalarak devrimci ortamdan kaçıran ve “uyanık” geçinen kimileri de Yeni Sahte TKP’yi kurdular. Gerçek TKP’nin mirasını sömürmeye çalışıyorlar. Bunu yaparken de onun aslından ziyade Sahtesini örnek alıyorlar.

Çünkü Gerçek TKP’nin teorik ve pratik olarak gerçek önderi Hikmet Kıvılcımlı’dır. O’nun yolundan gitmeden TKP’nin yolundan gidilmiş olunmaz. TKP Geleneğine sahip çıkılmış olunmaz…

Usta’mız bedence aramızdan ayrıldığı 11 Ekim 1971’e kadar sürdürdüğü Gerçek TKP geleneğini, mücadelesini biz öğrencilerine miras olarak bırakmıştır. O tarihten beri o geleneği, o şaşmaz mücadele azmini, teorik-pratik savaşımı; ülke topraklarını hiçbir zaman terk etmeden ve tek bir saniye bile nöbet yerinden ayrılmadan Devrimci Derleniş, Devrimci Mücadele ve Kurtuluş Partililer olarak bizler yürütmekteyiz.

Gerçek TKP’nin geleneğini devam ettirmek demek sadece onun ismini almak demek değildir. O geleneği devam ettirmek demek, TKP’yi TKP yapan ilkelere ve şaşmaz pratik mücadelesine sahip çıkmak demektir.

Gerçek TKP’nin devamcıları, soluğu yurtdışında alıp partiyi oradan “yönet”en mücadele kaçkını mirasyediler değildir. Gerçek TKP’nin devamcıları, Eneski Sosyalistlerin şaşmaz biçimde savunduğu Antiemperyalizm, Antifeodalizm ve Antişovenizm ilkelerinden koparak CIA tezlerini savunan, Yeni Sevr’i savunan Sevrci Soytarı Sahte Solcular da değildir. Gerçek TKP’nin bugünkü temsilcileri, Antiemperyalist Kurtuluş Savaşı’mızın tüm kazanımlarını yok etmek isteyen ABD-AB (AB-D) Emperyalizmine ve yerli satılmışlara karşı yiğitçe mücadele edenlerdir. Kurtuluş Savaşı’mızı yok sayan, bir taraftan AB-D Emperyalistlerinin koro şefliğinde Mustafa Kemal ve Kuvayimilliyecilere küfreden, bir taraftan da 1920 TKP’sinin önderlerinin isimlerini alçakça istismar edenler Gerçek TKP’nin devamcıları olamaz. Mustafa Suphi Yoldaş Antiemperyalist Birinci Kurtuluş Savaşı’mız sırasında M. Kemal önderliğindeki Türkiye Halklarına şöyle sesleniyordu:

“Hemşehri!

“Kendini gösterecek son saat çaldı.

“Çünkü bıçağı gırtlağa sapladılar.

“Geçen dört yıllık kanlı, karanlık muharebede verdiğin milyonlarca kurban yetmiyormuş gibi, şimdi de memleketini bütün Türkiye’yi ve Anadolu’yu, üstünde işlediğin küçük tarlaya varıncaya kadar, Avrupa canavarları aralarında bölüşüyor, kendilerine mal ediyorlar. Fransa, İngiltere ve bunların yardakçısı, Amerikan, Yunan gibi yeryüzünde menfaatten, altından başka ne hak, ne hakikat, hiçbir şeyi tanımayan ve insanlık namına hiçbir şeyi temsil etmeyen devletler, bütün Türkiye ve Anadolu’daki askerlerin silahlarını, eski martinili tüfeklere ve altı patlar Rüvölverlere varıncaya kadar toplanmasını emir ediyorlar. Bununla da Türk işçi ve köylüsünü, talancı Avrupa Emperyalistlerine karşı hakkını müdafaadan aciz bir kadın veya bir çocuk haline getirmek istiyorlar.

“Avrupa’nın alçak bezirgânları Yunan’ın İngilizlere satılmış kancık palikaryaları buna muvaffak olacaklar mı? “Bunlar Türkiye topraklarını kendilerine mahsus bir çiftlik, bu topraklar üzerinde yaşayan mazlum işçi ve köylüyü ise kendileri için kul-köle haline getirebilecekler mi?

“Şüphesiz ki hayır, onlar bu hasis ve murdar muratlarına kavuşamayacaklar… Çünkü bir kere fakir ve mazlum fakat hak ve adaleti, şeref ve namusunu müdafaa için her biri bir aslan parçası olan Türkiye’nin cesur askeri, kahraman işçi ve köylüsü bu alçakça harekete karşı koyacak, kendi toprağından kendisi için zindanlar yapılmasına, kendi gözleri önünde evlad ü iyalinin basmacı Frenk bezirgânlarına esir ve hizmetkâr olmasına asla razı olmayacaktır.”

İşte Gerçek TKP Kurtuluş Savaşı’mıza, tam bağımsızlığa bu kadar coşkulu biçimde sahip çıkıyordu. Bugün gerçek TKP’nin tek meşru mirasçısı, onun ilkelerinden milim dahi şaşmadan mücadele eden biz Kurtuluş Partililerdir. Bu anlamda Partimiz Türkiye’nin Eneski İdeoloji Partisidir.

Gerçek TKP’nin gerçek devamcıları olarak bizler, AB-D Emperyalistleri ve yerli satılmışlar cephesine karşı Anitemperyalist, Antifeodal ve Antişoven İkinci Kurtuluş Savaşı’mızı zafere ulaştırıp Demokratik Halk İktidarını kuracağız. 1920 TKP’sinin, Eneski Sosyalistlerin ideallerini gerçekleştirip insanlığın gözbebeği sosyalizmi halklarımıza armağan edeceğiz.

Şan olsun bu ülke topraklarına sosyalizm bilimini ve örgüt bilincini taşıyan Eneski Sosyalistlere!

Selam olsun “işkencede direnmeyi en büyük erdem belleyen” Hikmet Kıvılcımlı’ya!

Kahrolsun AB-D Emperyalistleri ve Yerli Satılmışlar!

Yaşasın Demokratik Halk İktidarı Mücadelemiz

Yaşasın Sosyalizm!

11.09.2013

 

Halkın Kurtuluş Partisi

Genel Merkezi

Print Friendly, PDF & Email