En ahlak dışı suçları bile duraksamadan işleyebilirler…

Bu AKP’giller’in Kuzu’suyla Kurdu arasında hiçbir fark yok be yahu…

Bunların tamamının ortak paydası, çıkar amaçlı kriminal işlerin hastası olmalarıdır.

Hani bunların Antep Lahmacunu gibi meşhur bir Burhan Kuzu’ları vardır ya; üstelik de bu vatandaş, profesör ünvanlı akademisyen. Hem de Anayasa Hukukçusu…

Yine bu vatandaş, akademisyenliğinde yazdığı kitapta Başkanlık Sistemini eleştirir. Ama Tayyipgiller’den milletvekili seçilince, aynı sisteme övgüler düzmeye başlar.

Sorar medya emekçileri; “Hocam bu ne iştir?”, diye.

Haa, der, eskiden savunduğum akademik görüşümdü, şimdiki ise siyasi görüşüm…

İşte böylesine çift kişilikli bir kişi bu Burhan Kuzu adındaki AKP’giller meşhuru.

Şimdi bunun bir de uyuşturucu baronlarıyla çıkar amaçlı ilişkiler içine girmiş olduğu ortaya çıktı. Hem de ne girift ilişkiler; FETÖ’cü Zekeriya Öz’ünden şimdilerin Tayyipgillerci Ceza Mahkemelerine kadar uzanan…

Neyse, hikayenin özetini 5 Mart tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nden okuyalım:

 ***

Zindaşti bombası! Burhan Kuzu ‘Tanımam’ dediği uyuşturucu baronuyla yemekte…

İranlı uyuşturucu baronu Naci Şerifi Zindaşti’yi tahliye ettirdiği iddia edilen eski AKP Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu üyesi Prof. Dr. Burhan Kuzu’nun Zindaşti’yle yemek yerken çekilmiş fotoğrafları ortaya çıktı. İddialarla ilgili “Şahsı asla tanımam ve olayla da hiçbir ilgim yoktur” açıklaması yapan Burhan Kuzu, fotoğraflarının ortaya çıkmasının ardından Zindaşti ile yemek yediğini kabul ederek “2011 veya 2014… Vatandaşlık için yardım istedi. Vatandaşlık Genel Müdürlüğü’ne müracaat etti. Ben de genel müdürü aradım yardımcı olmalarını istedim. Müdür bir ay sonra bana döndü, ‘hocam bu adamın sıkıntıları falan var’ dedi. Ben de sıkıntı varsa kalsın dedim. Bir daha da görmedim adamı, ilk ve son görüşümdü” dedi.

Zekeriya Öz’ün gizli tanığı 

İranlı Naci Şerifi Zindaşti ismi ilk olarak, 24 Eylül 2007’de Büyükçekmece’de düzenlenen operasyonda 75 kilo eroinle yakalanıp tutuklanmasıyla gündeme geldi. Zindaşti aynı yıl Zekeriya Öz’e bir ifade verdi ve bu ifade sonrasında “gizli tanık” olmak şartıyla serbest bırakıldı.

2014 yılında Büyükçekmece’de lüks bir cip iki kişi tarafından çapraz ateşe tutuldu. Saldırıda Zindaşti’nin kızı Arzu Şerif Zindaşti ve şoförü Devrim Öztunç hayatını kaybetti. Zindaşti olaydan sonra polise verdiği ifadede, “hedef bendim” derken saldırının bir uyuşturucu hesaplaşması olduğu, Zindaşti’nin Yunanistan’da bir rakibini ihbar ederek yakalatmasının intikamı olduğu öne sürüldü. Zindaşti’nin kızının öldürülmesinin ardından Küçükçekmece’de 2 kişi öldürüldü. İddiaya göre, Zindaşti, kızının tetikçisi olduğunu belirlediği 2 ismi infaz ettirmişti. Ancak daha sonra hedefin yanlış olduğunu öğrenmişti. Kızının katilinin peşini bırakmayan Zindaşti, iddiaya göre, tetikçinin Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) olduğunu tespit etti ve Dubai’de infaz talimatı verdi. Cinayet sonrasında B.A.E. polisinin şüphelinin izine ulaşmak üzere olduğunu fark eden Zindaşti, infaz talimatı verdiği adamını da Panama’da öldürttü.

Zindaşti’nin cinayetleri bununla da kalmadı. Avukat Kudbedin Kaya 2017 yılında Yeşilköy’de bir restoranda öldürüldü. Kaya, İranlı Naci Şerifi Zindaşti’nin kızının uyuşturucu hesaplaşmasında öldürülmesiyle ilgili Bakırköy 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, azmettirici olmakla suçlanan Orhan Ünğan’ın avukatlığını yapıyordu.

FETÖ’cü olduğu gerekçesiyle tutuklanan ABD Başkonsolosluğu çalışanı Metin Topuz’la ilişkisi ve 10 cinayetle bağlantısından dolayı hakkında yakalama kararı bulunan Zindaşti, 6 Nisan 2018’de Büyükçekmece’de bir villaya düzenlenen operasyonla eşi, suç örgütünün 4’ü polis 8 üyesi ile birlikte gözaltına alındı. Eşi ve 3 zanlı ise serbest bırakılırken Zindaşti, 2’si polis 5 adamı ile birlikte tutuklandı.

3 saatte yok oldular 

19 Ekim Cuma günü uyuşturucu baronu Zindaşti’nin avukatı “tutukluluk incelemesi” için İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliği’ne başvurdu. Başvuruyu değerlendiren 5. Sulh Ceza Hâkimi Cevdet Özcan, Zindaşti ve 3 adamı hakkında “tahliye” kararı verdi. Bunun üzerine tutuklular gece saat 23.30 sıralarında Silivri Cezaevi’nden çıktı. Soruşturma savcısının tekrar itirazı üzerine yeniden tutuklanmak istenen Zindaşti ve adamları iki mahkeme arasındaki 3 saat gibi kısa sürede cezaevinden çıkıp çoktan sırra kadem basmıştı.

Hâkim sürüldü 

Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) olayla ilgili soruşturma başlattı ve tahliye kararını veren İstanbul 5. Sulh Ceza Hâkimi Cevdet Özcan’ın görev yeri değiştirilerek Küçükçekmece Adliyesi’ne hâkim olarak gönderildi. Gazeteci Fatih Altaylı konuyla ilgili kaleme aldığı yazıda hâkimin “İktidar partisinden eski milletvekili beni sürekli arayarak bu şahsın mutlaka tahliye edilmesi gerektiği yönünde telkinde ve baskıda bulundu” şeklinde ifade verdiğini belirtti. Altaylı, eski milletvekili için “Hani her kabine değişikliği öncesi ‘Bu kez bakan olur’ denilip de bir türlü olamayan bir milletvekili var ya” ifadelerini kullanarak Kuzu’yu işaret etti. Altaylı’ya yanıt veren Burhan Kuzu, “Ben ne o İranlıyı tanırım ne de o hâkimle görüşmem oldu. Hele hele duygusallık dediğin para işleri benim asla yapmayacağım işler. Bu bilgiyi kim verdi size bilmem” dedi. Altaylı’nın gündeme getirmesiyle ortaya çıkan Burhan Kuzu ve Zindaşti ilişkisini kanıtlayan görüntüler ortaya çıktı. Görüntülerde Burhan Kuzu, Zindaşti ve beraberindeki 3 kişi ile birlikte bir et lokantasında yemek yedikleri görülüyor.

Zindaşti’nin kızı ve şoförünün öldürülmesine ilişkin yargılaması süren ve Maltepe Cezaevi’nde tutuklu bulunan Orhan Ünğan, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na “yargıya müdahale ettiği” gerekçesiyle Kuzu ile ilgili suç duyurusunda bulundu.

Kuzu: Manşetten verin, ben rahatsız olmam

Fotoğraflar ile ilgili telefonda görüştüğümüz Burhan Kuzu, Zindaşti ile görüştüğünü kabul etti. “Evet doğrudur, doğrudur çok büyütüyorsunuz yazın manşetten verin, ben rahatsız olmam” diyen Burhan Kuzu şöyle konuştu: “Şu anlamda söylüyorum. Ben olayı anlatayım. Bu adam 7 sene önce bana geldi. 7 sene… 2011 veya 2014… Partiden birileri getirdi ‘hocam bu adam İranlı iş yapacakmış’. E olur. ‘Peki ne yapacakmış?’ Bir yemek yedik. O fotoğraf o yemeğin fotoğrafı. Ne istediğini sordum ‘benim annem Hakkârili yarı Türk sayılırım. Vatandaşlık almak istiyorum. Yardımcı olsanız’ dedi. Ben ‘oluruz’ dedim. Yatırım yapacak bir adama o zaman milletvekiliydim niye yardımcı olmayayım. Vatandaşlık Genel Müdürlüğü’ne müracaat etti. Ben de genel müdürü aradım yardımcı olmalarını istedim. Müdür bir ay sonra bana döndü, ‘hocam bu adamın sıkıntıları falan var’ dedi bana. Ben de sıkıntı varsa kalsın dedim. Hâlâ da vatandaş değil. Yıllar sonra adamın davası çıkmış. Bir daha da görmedim adamı, ilk ve son görüşümdü. Neticede o dönem bu adamın davası yoktu. Bu fotoğrafın hiçbir anlamı yok yazsan ne olacak yazmasan ne olacak.”

Haber önemi yok’

Kuzu’ya Fatih Altaylı’ya yaptığı ‘Ben ne o İranlıyı tanırım ne de…” açıklamasını sorduğumuzda ise “Fatih Altaylı yazıyı yazdı ben de cevap verdim. Tanımıyorum dedim. Arkasından aşağıya yazmış ‘vatandaşlıkla alakalı’ bir şey deyince bu adam o adam olduğunu o zaman öğrendim. O zaman bilmiyordum onun olduğunu. Gazetelerde görünce ha bu adam o adammış dedim. Zerre kadar yalanım yok. Haberini yapacaksanız bunları değerlendirin. Cumhuriyet gazetesinin bu manada notu da iyi olmaz. Doğru değil çünkü. Millet zannedecek ki Zindaşti ile beraber. Benim ilgim de yok alakam da. Klasik bir haber bir önemi yok. Çok istiyorsanız verin ama yanlış yapmış olursunuz. Bizim hakkımızı da gözetin… Cumhuriyet gibi bir gazeteye hakikaten yazık olur. Bizi de lekelemiş olur durduk yere” yanıtını verdi. (http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/1277780/Zindasti_bombasi__Burhan_Kuzu__Tanimam__dedigi_uyusturucu_baronuyla_yemekte….html)

***

Saygıdeğer arkadaşlar;

Kuzu’nun savunmasına dikkat ediyor musunuz?

Nereden baksan tutarsızlık, nereden baksan saçmalık…

Adam nasıl da Büyük Patron’u gibi yalanları art arda sıralıyor…

Körfez Arap ülkelerinden Panama’ya kadar eli kolu uzanan bir uyuşturucu baronuyla canciğer kuzu sarması olmuş Tayyip’in Burhan Kuzu’su; şimdi de patlamış gerizler gibi mide bulandırıcı kirli ilişkileri ortaya çıkınca kendini güya temize çıkarabilmek için çırpınıyor.

Bu arada da her düzenbazın yaptığı gibi, olayı önemsizleştirmeye, basitleştirmeye çalışıyor bir taraftan da. Oysa olayın bütün yönleri vahim.

Bir taraftan bu iğrenç olay, bir taraftan AKP’giller’in kriminal bir örgüt olduğunu, yani siyasi parti filan olmayıp çıkar amaçlı bir suç örgütü olduğunu kesince ortaya koyuyor. Bir taraftan da onların yargıyı nasıl çürütüp çökerttiklerini, Tayyipgiller’in hukuk bürolarına dönüştürdüklerini ortaya koyuyor, netçe, kesince, açıkça.

Cahil, bilinçsiz, yoksul insanlarımızı Allah’la aldatan bu Muaviye-Yezid Dincilerinin bir suç örgütünden başka hiçbir şey olmayan sözde siyasi partileri, işte böylesi kişilerle doludur.

Ne yazık ki bunlar, Laik Cumhuriyet’i çökertmişler, hukuku, yargıyı, eğitimi, Orduyu mahvetmişlerdir.

Bırakalım hukuk devletini, ortada bir kanun devleti bile kalmamıştır artık…

Her şey bu çıkar amaçlı çetenin istekleri doğrultusunda, çıkarları doğrultusunda işlemektedir, devlet kurumlarının tamamında.

Fakat umutsuzluğa asla yer yok!

Tarihteki tüm diktatörlükler gibi, tüm despotluklar, şahlıklar, sultanlıklar, padişahlıklar, krallıklar gibi AKP adlı suç örgütünün hak hukuk tanımaz, zulümkâr diktatörlüğü de yıkılacaktır, muhakkak surette!

Öyle görülüyor ki sonları da bir hayli yaklaşmıştır artık. Üstelik de çok yıpranmıştır bunlar…

Yapımcıları ve efendileri olan ABD Emperyalist Haydutları, bunların yerine sözde yeni, yıpranmamış bir kadrolarını piyasaya sürebilirler.

Tabiî her şey, ABD Haydudunun çıkarları doğrultusunda belirlenecektir. Malum ya; 1945’ten bu yana Türkiye’yi Türkiye yönetmemektedir, ABD Çakalı yönetmektedir. Seçimler filan hepsi göstermeliktir, hikayedir.

Bunun iki istisnası vardır:

Birincisi; 27 Mayıs Politik Devrimi sonrası oluşan kısa süreli Devrim Hükümetleri…

İkincisiyse; 70’li yıllardaki yine kısa süreli Bülent Ecevit Hükümetleri…

Fakat örgütlü ve bilinçli halkımızın, her şeyi kendi özgür iradesiyle belirleyeceği günler de gelecektir muhakkak ki. İşte biz, o günlerin bir an önce gelmesi için halkımızı uyandırmaya, bilinçlenirmeye çalışıyoruz.

Ve bu sebepten her zaman, her yerde tek bir şey istiyoruz halkımızdan: Anlaşılmak…

Eğer bize kulak vermezlerse, bizi anlamazlarsa; bunların (Meclisteki Amerikancı Beşli Çete’nin) binbir yalanlarıyla başa çıkamazlar…

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

8 Mart 2019

Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı

Print Friendly, PDF & Email