Eee, Hafız… Ülkenin en göze çarpan merkezlerindeki bilboardları doldurdun yine afişlerinle…

Eee, Hafız…

Ülkenin en göze çarpan merkezlerindeki bilboardları doldurdun yine afişlerinle. Üstüne de yazdırdın: “KUDÜS’Ü SAVUNMAK, İNSANLIĞI SAVUNMAKTIR”, diye.

Altına da devam ettirdin: “İNSANLIĞI SAVUNAN LİDER RECEP TAYYİP ERDOĞAN”…

Ömründe bir kerecik olsun, ikili oynama be Hafız! Dürüst ol, mert ol, cesaretli ol!

Var mısın buna?

Olabilir misin?

“Olabilirim” diyorsan, haydi bakalım, görelim.

Evet, Kudüs’ü savunmak, insanlığı savunmaktır.

Fakat, Kudüs’ün düşmanlarıyla, yani ABD Emperyalist Hayduduyla ve Ortadoğu’daki Bekçi Köpeği Siyonist İsrail’le iş tutmaksa, onlarla ekonomik, siyasi, askeri ittifaklara, alışverişlere girmekse insanlığa sırtını dönmektir, insanlığa ihanettir. İnsani ve ahlâki değerlerden vazgeçiştir.

Hadi bakalım. Bu Kudüs düşmanı alçaklarla kes ilişkilerini tümden. “Katil Amerika, Ortadoğu’dan defol!”, de. “Siyonist İsrail, Ortadoğu’dan silin!”, de.

Diyebilir misin bunları?

Bak, biz diyoruz. Hem de 1960’lı yıllardan bu yana diyoruz hep. Çünkü biz Gerçek Devrimciyiz, ülkemizin, vatanımızın, halklarımızın, Ortadoğu Müslüman Halklarının ve tüm Dünya Mazlum Halklarının gerçek dostu ve savunucusuyuz biz.

Ama sen diyemezsin, değil mi?

Sizlerinki sadece kuru gürültü, içi boş lagaluga ve kandırmacadan ibaret…

Nasıl olsa böyle kuru gürültü çıkardık mı, bırakalım sistematik düşünceyi, sıradan düşünmekten bile alıkonmuş, neredeyse Kırklar Dergâhı’nın müritlerine dönüştürülmüş “hülooğğ”cularım nasıl olsa yer bunları, diyorsun değil mi? Bu da bizim için yeterlidir. Amaç hasıl olmuş olur bu şekilde. Zaten bizim tek derdimiz var: Bu bilgiden ve bilimden uzaklaştırılmış, meczuplaştırılmış “hülooğğ”cularımızı Allah’la aldatarak onların oylarını kapma, iktidarımızı sürdürmek…

E, tabiî bu arada da “Durmak yok, yola devam” deriz, küplerimizi doldurmaya hız kesmeksizin devam ederiz…

Milyar dolarlarla dolu küpleriniz çoğaldıkça, vurgun iştihalarınız daha da artıyor, değil mi Hafız?..

Ha vuralım de vuralım diye gayrete geliyorsunuz, ekin tarlalarını istila eden çöl çekirgeleri gibi koca ülkemizin şehirlerini, dağlarını, ovalarını, nehirlerini, limanlarını yağmaladıkça yağmalıyorsunuz.

Ne kadar veciz buyruklar veriyorsun amigolarına, Hafız…

Diyorsun ki; “Kupon arsalar benden habersiz satılmasın.” Yani, yağlı kuyruk sadece benim hakkım. Sizse gerisiyle idare edin artık.

Bu han-ı yağmanın hiç sonu gelmeyecek sanıyorsunuz, değil mi Hafız?..

Hiç hesap sorulmayacak, bize gık diyen olmayacak hiç…

Ama yanılıyorsunuz, Hafız. Fena halde yanılıyorsunuz. Yok öyle bir dünya…

Bütün hırsızlıklarınız, tek tek, kuruş kuruş biliniyor, be Hafız!

Hesap günü gelince, önünüze konacak bunlar, somut belgeleriyle…

Neyse, dönelim Kudüs’e…

Kudüs’ün en önde gelen iki düşmanından birincisi olan ABD Emperyalist Çakalının Başkanı Trump’ın önünde, bir yandan eğilip bir yandan ceket ilikleyen kimdi, be Hafız? He?..

ABD’deki Yahudi Lobisinin örgütünden “Cesaret Madalyası” alan kimdi be Hafız?

Hafızanı bir yokla bakalım. Ondan sonra da aynaya bir bak. Ruhun, aynadaki suretine sorsun; “Bu üç günlük dünya için, bu gelip geçici saltanatlar için böyle kılıktan kılığa girmeye, bu hallere düşmeye değer miydi be Tayyip?”, diye. “Ne oldun sen böyle, sana bu kötülükleri kim yaptı da seni bu hallere düşürdü?”, diye…

Aslında acınacak adamsın be Hafız…

Ve biz gerçekten acıyoruz sana. Ve tabiî avanene de…

Fırıldak gibi dön her konuda, kalıptan kalıba gir, bugün dediğinin yarın tersini savun, yalan üstüne yalan, demagoji üstüne demagoji üret ve durup dinlenmeden insanları Allah’la aldat…

Ne yapabiliriz ki… Kendiniz seçtiniz bu yolu. Özgür iradenizle seçtiniz.

Özetçe; ruhunuzu sattınız Şeytan’a. Sadece dünya menfaati için…

Bizse hep ne dedik Hafız?

“Onur yaşamdan önemlidir”, dedik. Ve hep bu altın değerindeki özdeyişimizin kapsamı içinde yaşadık. Bedeli ne olursa olsun, başka türlü bir yaşam asla düşünmedik. Hep böyle yaşadık, son soluğumuzu verene dek de böyle olacağız.

Diyoruz ya hep; ayrı dünyaların insanlarıyız biz, diye…

Suret olarak benzerliklerimiz olabilir. Ama özümüz, ruhumuz birbirinin yüz seksen derece karşıtıdır…

Evet, son sözümüz de şu olsun:

Katil Amerika, Katil İsrail, Ortadoğu’dan defol!

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

30 Aralık 2017

Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı

Print Friendly, PDF & Email