Demokrasiniz de insan haklarınız da hayvanseverliğiniz de çevreciliğiniz de kocaman bir yalan!

 

Demokrasiniz de insan haklarınız da hayvanseverliğiniz de çevreciliğiniz de kocaman bir yalan!

Emperyalistsiniz, insan düşmanısınız, doğa ve hayvan düşmanısınız!

Bugünün haber bültenlerinde kanımızı donduran bir vahşete tanık olduk. Demokrasi, insan ve hayvan hakları, çevrecilik gibi kavramları dilinden düşürmeyen Danimarka devletinde hiç saklamaya bile gerek görülmeksizin, insanların hatta çocukların gözleri önünde bir hayvan katliamı yapıldı.

18 aylık zürafa Marius, Kopenhag hayvanat bahçesinde son derece sağlıklı bir yaşam sürdürürken hayvanat bahçesi yönetimi, ellerindeki zürafa sayısının arttığı ve Marius’u vermeyi teklif ettikleri kuruluşların hiçbirinin bu teklifi kabul etmediği gerekçesiyle yavru zürafanın kesileceğini duyurdu.

Haberi alan hayvanseverlerin tüm tepkilerine rağmen Marius kendisini bekleyen korkunç sondan kurtulamadı. Kopenhag Hayvanat Bahçesi Yönetimi öyle bir vahşete imza attı ki o an orada bulunan insanlar da, bu korkunç katliamı videodan, televizyondan izleyenler de “insan soyu nasıl bu kadar insafsızlaşabilir?” demekten kendilerini alamadılar.

Zürafa Marius, kafasına silahla ateş edilerek öldürüldükten sonra eti hayvanat bahçesinde bulunan aslanlara ve kaplanlara verildi. Bu katliama ortak olan yetkililerden biri ise, etinin kimyasal bir bozulmaya uğramaması için Marius’un iğne yapılarak öldürülmesini tercih etmedikleri şeklinde vicdandan, ahlâktan, insanlıktan yoksun bir açıklama yaptı.

Bu korkunç vahşetten sonra Hayvanat Bahçesi Yönetiminin, Marius’u hunharca katletmesinin gerekçesi olarak ortaya koyduğu iddianın da yalan olduğu ortaya çıktı. Haber ajanslarına açıklama yapan OASA (Organisation Against the Suffering of Animals) isimli bir hayvansever örgütün başkanı Mirja Thomsen, “Burada zürafalar için yer olmadığı söylenmişti ancak bu doğru değil. Ayrıca, İngiltere basını İngiltere’deki Yorkshire Yaban Hayatı Parkı’nın Marius’u alabileceğini yazdı ancak Kopenhag Hayvanat Bahçesi bu teklife ‘hayır’ dedi. Başka alternatifler dikkate alınmadı” şeklinde açıklama yaptı.

İşte ağızlarından insan hakları, hayvan hakları, çevrecilik demagojilerini düşürmeyen Batılı Emperyalistlerin gerçek yüzü budur. Onların insan sevgisi de hayvan sevgisi de doğa sevgisi de çıkarlarının ağır bastığı yere kadardır. Onlar değil midir yüz yıllardır Hz. Muhammed’in eşref-i mahlukat dediği insan soyuna emperyalist işgallerle, ambargolarla, casus örgütleriyle, yerli satılmışlar eliyle zulmedenler?.. Milyonlarca insanı gözlerini bile kırpmadan canice öldüren AB-D Emperyalistlerinden, tek günahı ABD uşağı Danimarka’da dünyaya gelmek olan bir yavru zürafaya acıma hissi göstermesi beklenebilir mi?…

Hatırlanacağı gibi önce Danimarka’da, daha sonra Norveç’te bazı gazete ve dergilerde İslam dininin Peygamberi Hz. Muhammed’i terörist olarak gösteren, aşağılayan karikatürler yayınlanarak tüm Müslüman dünyaya hakaret edilmişti. AB-D Emperyalistlerinin insana, hayvana ve doğaya yönelik yaptığı katliamları göz önünde bulundurduğumuzda bu alçakların, 1400 yıl önce yaşamış olan bir İlkel Sosyalist Toplum Şefi Hz. Muhammed’in insani ve vicdani bakımdan tırnağı bile olamayacağını görüyoruz. Zira Hz. Muhammed sadece insana değil, canlı olan her şeye karşı zulmü yasaklamıştı. En’am Suresi, 38. Ayet’te “Yeryüzünde debelenen hiçbir canlı, iki kanadıyla uçan hiçbir kuş istisna olmamak üzere hepsi sizin gibi ümmetlerdir.”diyecek kadar varlık sevgisiyle doluydu Hz. Muhammed. Yine bir hadisinde aynen şöyle buyurmuştu: “Bir kadın, bağlayıp yemek vermediği bir kedi yüzünden cehenneme girdi.”

Hz. Muhammed’in bu yaklaşımıyla Danimarka devleti özelinde AB-D Emperyalistlerinin insana, doğaya ve hayvana yaklaşımlarını karşılaştırdığımızda, biz bu insan suretli canavarlarla aynı kategoride olmaktan utanç duyuyoruz. Ama ne yazık ki bu emperyalist haydutlar bugünün dünyasında katliamlarına, vurgunlarına, soygunlarına devam ediyorlar. Ama sanmasınlar ki bu düzen böyle sürüp gidecek. Eninde sonunda dünya halklarının örgütlü mücadelesi bu vicdan, ahlâk yoksunlarını layık oldukları yere gönderecek, insana, hayvana, doğaya düşman bu alçaklar sürüsü hak ettiği cezayı çekeceklerdir. 10.02.2014

Print Friendly, PDF & Email