Bu kez de Ermenek’te: Yine Parababalarının kâr hırsı, yine madende işçi katliamı

ermenek_Katil Sermaye Madenlerde Öldürmeye Devam Ediyor

Karaman’ın Ermenek ilçesine bağlı Güneyyurt Beldesinde Pamuklu Köyü civarında bulunan Has Şekerler Maden Ocağı’nda, 28 Ekim’de saat 12:00 civarında, su baskınından kaynaklı oluşan göçük sonucunda 18 maden işçisi ve 1 maden mühendisi madende mahsur kaldı.

Halkın Kurtuluş Partisi Konya İl Örgütü olarak haberi alır almaz DİSK Konya Bölge Temsilcisi Ali Özçelik ve DİSK Nakliyat-İş Sendikası’ndan temsilci arkadaşlar ile birlikte Has Şekerler Maden Ocağı’na gittik.

Olay yerine geldiğimizde ailelerin feryadı ve çaresiz bekleyişleriyle karsılaştık. İsyanlardaydılar.

Çünkü olayın üzerinden saatler geçmesine rağmen mahsur kalan işçileri kurtarmak için yeterli bir çalışma yapılmıyordu.

Madende çalışan işçiler ve aileleriyle yaptığımız görüşmelerde şu bilgileri edindik:

Maden; 350 metre derinliğinde; 1 km uzunluğunda maden sahasına sahip ve etrafında daha yüksek rakımlarda madenler var.

Soma’da yaşanan maden katliamından sonra hükümetin maden işçilerinin çalışma koşullarını iyileştirme iddiasıyla yaptığı düzenlemelerden kaynaklı Ermenek Maden Havzası’ndaki maden işverenlerinin tamamı işçilerin yeni yasalardan doğan haklarını karşılayamayacaklarını ifade ederek, bir bakıma kanunsuz lokavt uygulayarak, madenleri 20 gün boyunca kapatmışlar; işçilere ücretsiz izin vererek işbaşı yaptırmamışlardır.

Has Şekerler Maden Ocağı’nda çalışan 189 işçinin 40’ı bu kanunsuz uygulamaya karşılık olarak işverene ihtar çekmiş; işbaşı yapmak istediklerini beyan etmişlerdir.

Bunun sonucunda işveren 149 işçiye; daha önceden karşıladığı yol, yemek ve ara dinlenmesi gibi haklarından vazgeçmeleri karşılığında madenleri açacaklarını söylemiştir. İşçilere bu kölece çalışma koşullarını dayatmıştır.

Bölgenin ekonomik ve coğrafi şartlarından dolayı işçiler çaresizce çalışmayı kabul etmişlerdir.

İki gün önce işbaşı yapan maden işçileri, yaşam odası ya da kaçış tüneli bulunmayan madende ölümle baş başa bırakılmışlardır.

Görüştüğümüz maden mühendisleri ve işçileri bu facianın teknik nedenlerini şu şekilde anlattı:

Madende, sondajlama yöntemi denilen duvarlara 4 metrelik ince delikler açarak olası bir su baskını, gaz sıkışması veya bunlardan oluşacak göçükleri engellemeye yönelik hayati önem taşıyan uygulamalar yerine direkt olarak dinamitleme yapılmış. Su sızıntısına karşı işçilerin daha önce yetkilileri uyardıkları hatta bu madende 2 defa daha su baskını olduğunu ama şans eseri izin saatlerine denk geldiğini dile getirdiler. Yani madenin bu yüzden kapatılması gerekirdi. Bununla birlikte çevrede daha yüksek rakımlı madenlerde biriken suların bu yapılan dinamitlemelerle kendine yol bulup madene dolduğunu ifade ettiler.

Tüm bu sonuçlara baktığımızda sermayenin daha fazla kâr uğruna bir cinayete daha imza attığı açık. Ortada bir iş kazası değil katliam vardır, taammüden cinayet vardır. Daha fazla kazanmak amacıyla, işçilerin canı pahasına, maliyetler kısılmış; gerekli önlemler alınmamıştır.

Ayrıca madenlerde taşeronlara karşı hükümetin çıkartmış olduğu yasaların da ne kadar göstermelik olduğu ve bu katliama sebebiyet verdiği çok açıkça ortaya çıkmıştır.

Ve Tayyipgiller hükümeti… İş cinayetlerinde rekor yine onlara ait… Artık her gün Türkiye’nin dört bir yanından iş cinayetleri haberleri alıyoruz. Sadece eylül ayında 144 işçimiz hayatını kaybetti. Her yıl 1500’e yakın insanımız Parababalarının kâr hırsı uğruna hayatını kaybetmektedir. Sadece Faruk Çelik’in bakanlığı döneminde 9581 işçi iş cinayetine kurban gitti.

Katliamlara neden olan, önlem almayan işverenler, hükümet yetkilileri bu cinayetlerinden dolayı yargılandılar mı, cezalarını aldılar mı?

Elbette hayır!

İşte Soma, işte Torunlar Katliamı… Yüzsüzce “kader”, “güzel öldüler”, “bu işin fıtratında var” diyerek katliamdaki rollerini kapatmaya; yine dinle halkımızı kandırmaya çalışmaktadırlar.

Ermenek’te şimdi aynı politikayı gütmektedirler. Maden ocağına yığdığı TOMA, çevik ve jandarmayla ailelere baskı uygulamaktadırlar. Hak aramayı yine baskıyla bastırmaya çalışmaktadırlar. Ama boşuna! Tayyipgiller, yarattığı bu cehennemin ve katliamların hesabını mutlaka verecek.

Bunun için daha fazla mücadele, daha fazla örgütlülük! İşçi Sınıfımızın bu insanlık düşmanlarından kurtuluşunun başka yolu yok! 29.10.2014

 

Halkın Kurtuluş Partisi

Konya İl Örgütü

Print Friendly, PDF & Email