İktidara geldiği günden beri AB-D uşaklığında, vatan hainliğinde, halklarımıza düşmanlıkta sınır tanımayan, organize suç örgütü Tayyipgiller iktidarı, kendi yolsuzluklarını teşhir eden demokratik kitle örgütlerine, sendikalara, partilere baskılarını gün geçtikce yoğunlaştırırken, aydın gençlğin, işçilerin, kamu emekcilerinin eylemlerine de önce polisi ve tomalarıyla saldırıyor daha sonra kendi hukuk bürolarına dönüştürdüğü hukuk sistemini kullanarak davalar açıyor.
Bu davalardan en sonuncusu ise Eğitim-İş’e açılan haksız davadır.
Neden açıldı bu dava?
Çünkü; Eğitim-İş Tayyipgiller’in yolsuzluk gerizlerinin patladığı 17-25 Aralık’ın yıldönümünde Yatağan’dan Ankara’ya “Laik Eğitim ve Emeğe Saygı Yürüyüşü düzenlemişti.
Eylemin son aşamasında Tandoğan’dan Kızılay’a yapılacak demokratik ve barışçıl amaçlı yürüyüşe Tayyipgiller, kendi kolluk güçlerinin bile şaşkınlık içinde kaldığı şiddette saldırmıştı. Tomalarla, gazlarla, plastik mermilerle, emekçi öğretmenlerin çıkış yollarını kapatarak saldırma emri vermişti kolluk güçlerine.
Çünkü korkuyorlardı. Eğitim-İş korteji yürürse, yolsuzluklarının patlamasının da yıldönümü olmasının etkisiyle büyük bir miting yapılabilirdi.
O nedenle başlamadan bastırılmalıydı laik-bilimsel parasız eğitimi savunan Eğitim-İş’in bu eylemi.
Biz Halkçı Kamu Emekçilerinin ve Kurtuluş Partili yoldaşlarımızın da en ön saflarda katıldığı eyleme yapılan polis saldırısı sonrasında 100’ün üzerinde gözaltı yapılmıştı. Gözlatına alınan 100 kişi içerisinde 10’un üzerinde yoldaşımız da vardı. Dolayısıyla açılan davada çok sayıda Kurtuluş Partili de yargılanacaktır.
Bu şekilde eylemleri bastırarak işledikleri suçların da üzerini kapatabileceklerini düşünüyorlar.
Ama yanılıyorlar.
Yaptıklarının yanlarına kalacaklarını sanıyorlar. Oysa güneş balçıkla sıvanmaz. Gerçekler gün gibi ortadadır. Halkın önünde halk mahkemelerinde yaptıkları yolsuzluklukların ve vatan hainliklerinin cezasını çekeceklerdir. Bu kesindir.
Eğitim-İş’e ve Partili yoldaşlarımıza açılan bu dava hukuksuz, Anayasaya aykırı bir davadır, kabul edilemez. Ayrıca Eğitim-İş ve biz Kurtuluş Partililer içinse bir onur madalyasıdır böyle davalar.
Yaşasın Eğitim-İş’in ve Halkçı Kamu Emekçilerinin yürüttüğü laik, bilimsel, parasız eğitim mücadelesi! 21.11.2015
Halkçı Kamu Emekçileri
