9 EYLÜL 1922; EMPERYALİSTLER GELDİKLERİ GİBİ GÖNDERİLDİLER!..

9 EYLÜL 1922; EMPERYALİSTLER GELDİKLERİ GİBİ GÖNDERİLDİLER!
9 EYLÜL 2019; YENİ SEVRCİLER GELDİKLERİ GİBİ GİDECEKLER!

97 yıl önce düşman askerlerini denize dökerek ülkemizin emperyalist işgalden kesince kurtuluşuna son noktanın konulduğu gündür 9 Eylül 1922.

Batılı emperyalistlerin vatan topraklarımızı yağmalamak için çökkün Osmanlı’ya kabul ettirdikleri Sevr Andlaşması’nın yırtılıp atıldığı, tarihin çöplüğüne gömüldüğü gündür 9 Eylül.

Tabii bu zaferin elde edilmesi kolay olmamıştır. Atalarımızın; kadını erkeği, yaşlısı genci, askeri sivili ile başa baş, dişe diş yürüttükleri, her türlü zorluğa karşı kahramanca göğüs gerdikleri ve yüzbinlerce şehit verdikleri ve yaklaşık dört yıl süren bir savaşla bu zafer elde edilmiştir.

Batılı Emperyalistler, aradan geçen 97 yılda hiçbir zaman Sevr hayallerinden vazgeçmemişlerdir. Öyle ya onlara göre “Türkiye, Türklere bırakılmayacak kadar değerli” idi.

Bu nedenle günümüzde de Yeni Sevr’i bizlere dayatıyorlar. İçimizdeki yerli satılmışlar cephesi eliyle de hızla yol almaktalar. Birinci Kurtuluş Savaşımızın intikamını bugün almak istiyorlar. Ülkemizin yıllardır yeraltı yerüstü kaynaklarını sömürerek yarı sömürge yaptıkları yetmiyormuş gibi, vatan topraklarımızı da en az üç parçaya bölmek istemektedirler. Bin yıldır kardeşçe bir arada yaşamış, Türk ve Kürt Halklarını birbirine kırdırma planları ile bu bölünmeyi hızlandırmak istemekteler. Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşımızla elde ettiğimiz bağımsızlığımızı, Cumhuriyetin değerlerini, Laiklik ilkesini ortadan kaldırma yolunda hızla yol almaktalar. Böylece ülkemizi kendilerine bağlı bir Ilımlı İslam devletine dönüştürmek istemekteler.

Bugün ülkemiz, Mustafa Kemal’in Samsun’a çıktığı günlerdeki kadar karanlık günler yaşıyor. Ortaçağcı Tayyipgiller, Şeriatçı örgütler, yılan yuvası Tarikatlar, en ücra köylere, büyük şehirlerin neredeyse bütün mahallelerine kadar halkımızı kıskaca almıştır.

“Yeşil Kuşak Projesi” ürünü, zihin hasarına uğratılmış halkın yüzde 30, yüzde 40’lık bölümünü de peşlerine takabiliyorlar. Oy sandıklarına, mezbahaya koşturulan sürü hayvanları gibi koşturulup oylarını arttırabiliyorlar. 

Arkalarında Amerika ve AB Emperyalist Haydutları olduğu için de 17 yıldan beri zulüm ve ihanetlerine, hiç hız kesmeden devam edebiliyorlar…

Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyerek, yolsuzluk ve vurgun batağına gırtlağına kadar batmış olanlar, yandaşlarına peşkeş çektikleri devasa “rezidans” inşaatlarında, kömür ocaklarında onlarca-yüzlerce işçi kardeşimizin katledilmesinden sorumlu olanlar, sanki hiçbir şey olmamış gibi iktidar koltuklarını işgal etmekteler.

AKPgiller, 9 Eylül’de olağanüstü zor koşullarda defettiğimiz Emperyalist çakalların şimdi yer altı ve yer üstü zenginliklerimizi hem de acımasızca talan eden, hiçbir insani ve vicdani duygu taşımayan şirketleri aracılığıyla hem peşkeş çekmekte hem de onların doğa ve çevre katliamına asker ve polis baskısıyla destek vermektedir. İşte Kazdağlarında yaşananlar, işte Cerattepede yaşananlar, işte Salihli Hacı Bektaşlı’da yaşananlar ortada. Nerede talana ve doğa katliamına karşı bir hareket gelişiyorsa polis ve asker orada. Polis ve asker gözetiminde vurgunlarını devam ettiriyor Emperyalist Şirketler.

Kaçaksaray’da Adli Yıl açılşına gitmeyen barolara tehdit etmekte, savcılara emir vererek yolsuzluk soruşturmalarını kapattırmaktalar. Yani bugün Anayasayı da, diğer tüm yasaları da kendisi için tek maddeye indirgeyen, benim her yaptığım kanunidir, buna karşı çıkan herkes de suçludur, diyen bir Tayyip diktatörlüğü altındadır ülkemiz.

Birinci Kuvayimilliyeciler başardı, yenilgilerden dersler çıkardı, bin yıllık geçmişe sahip Türk ve Kürt Halkını örgütleyerek, 30 Ağustos 1922’de zaferle taçlandırdılar Antiemperyalist Kurtuluş Savaşı’mızı.

Bu ülkenin İkinci Kurtuluş Savaşçıları da başaracak. Yenilgiler öğreticidir dersler çıkarmasını bilene. Birlikten, derlenip toparlanmaktan geçiyor zaferin yolu. Örgütlü mücadeleden geçiyor . Bu zaferin yolu Finans-Kapital ve Tefeci-Bezirgan sermayeye karşı mücadele etmekten geçiyor. Yeraltı-yerüstü zenginliklerimizi yani Kazdağlarını, Murat Dağını, Hasan Keyf’i, Madra Dağlarını, verimli tarım arazilerini çevre, doğa ve halk düşmanı yerli yabancı Parababalarına peşkeş çekenlere karşı mücadele etmekten geçiyor. ABD ve AB Emperyalist Haydutlarına karşı verilecek mücadeleden geçiyor.

Artık 97 yıl önce Birinci Kuvayimilliyeci atalarımızın zaferini sosyal kurtuluşla taçlandırmanın zamanı. Omuzlarımıza yüklenen kutsal görev bu.

Başaracağız. Halkız, haklıyız, yeneceğiz, kazanacağız. Demokratik Halk İktidarını kurup kanımızı emen Emperyalist ve Ortaçağcı sülükleri atacağız üzerimizden. 09 Eylül 2019

HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ
İZMİR İL ÖRGÜTÜ          

Print Friendly, PDF & Email